Cumhuriyet Mahallesi, FSM Bulvarı, Yağmur Sokak, Cadde 224 Sitesi,
C Blok Kat:4 Daire:7 Nilüfer/Bursa
drerdoganha@yahoo.com
0539 482 05 75

Sosyal Medya

Henoch Schönlein Purpurası-IgA Vasküliti: Çocuk Nefroloji'nin Sevimsiz Hastalığı

Özellikle ilkbahar ve sonbahar aylarında sık gördüğümüz Henoch Schönlein Purpurası (HSP) veya yeni adıyla IgA Vasküliti (IgAV) Çocuk Nefroloji’nin en sevimsiz hastalıklarından birisidir. Aslında halk arasında “Damar İltihabı” olarak da bilinir ve bu tanımlama aslında hastalık için çok da uygundur. Çocukluk yaş grubunda her yaşta görülse de, 4-6 yaşları arasında görülme sıklığı artar (Yüzbin çocuktan 70’ini etkiler). Olguların yarısında son 15-20 gün içersinde geçirilen bir Üst Solunum Yolu Enfeksiyonu vardır. Damar iltihabı olduğuna göre damarın olduğu her yerde etkilenme yapsa da, en sık cilt tutumu olur ve bacaklarda, kollarda ve popo bölgesinde basmakla solmayan gül kırmızısı renkte döküntülerin varlığı ile tanınır. Genelde baş, gövde bölümünde bu döküntüler görülmez. Bunun dışında eklem, bağırsak ve böbrek de diğer tuttuğu bölgelerdir.  Nadir de olsa, göz, beyin, testisler hastalıktan etkilenebilir. Çoğunlukla Çocuk Uzmanları bu hastaları takip eder, ancak böbrek tutulumu olduğunda Çocuk Nefrologları devreye girer.

Genelde kendiliğinden iyileşen (%90) bir hastalıktır. Bununla beraber döküntülerin görüntüsü, beraberinde eklem şişliği ve eklem hareket kısıtlılığı olduğunda aileler için gerçekten korkutucu bir seyir oluşur. Bir de buna bağırsak tutulumu eklendiğinde oluşan şiddetli karın ağrısı ve bazen beraberinde kaka ile gelen kan korkuyu daha da arttırır. Hastalığın sevimsiz tarafı da burasıdır. Çünkü bu hastalığı hemen geçirecek herhangi bir ilaç yoktur, ancak şikayetlerin tedavisi yapılır ve bulgular azaltılmaya çalışılır. Özellike bağırsak tutulumunda etkinliği tam olarak ispatlanmasa da kortizon tedavilerinden yararlanılır. Her ne kadar hastalık kendiliğinden iyileşen bir hastalık olarak bilinse de, ki çoğunlukla böyledir, bazen iyileşme süreci 2-3 aya kadar bile uzayabilir. Dolayısı ile bu süreçte doktorun hastasını ve ailesini her zaman mutlu etmesi kolay olmamaktadır. Hastalığın seyri sırasında döküntüler geçti derken, eklem tutulumu, tam herşey bitti derken bağırsak tulumu olabilmektedir. Aslında gerçekten de cilt, eklem ve bağırsak tutulumu hekimleri çok korkutmaz, süreç uzasa da eninde sonunda geçecek bulgular olarak karşımızda durmaktadır. Ancak burada böbrek tutulumu nadir olsa da aslında en sıkıntılı sürece yol açmakta, bazen böbrekten parça almak gerekmekte bazen de ne yaparsak yapalım hastayı diyalize kadar götürmektedir. Ve ne yazık ki hastalığın böbreği tutmasını engelleyecek bir tedavi de yoktur. Yalnızca kesin ispatlanmasa da Balık yağının bu açıdan faydalı olabileceği bildirilmektedir. Bunun dışında böbrek tutulumu olduğunda daha yüksek dozlarda kortizon tedavileri, bazen immün sistemi baskılayan başka ilaçlar bu amaçla kullanılabilir ve çoğu zaman da faydalı olurlar.

Sonuç olarak; HSP  aslında bazen süreç uzasa da çoğunlukla sonu iyi biten bir hastalıktır. Aslında hastalığın bir tedavisi de yoktur. Tek sıkıntı hastalığın böbreği tutmasıdır ve böbrek tutuluşunu engelleyecek bir ilaç yoktur. Böbrek tutulumu olduktan sonra da hastalığın bir Çocuk Nefroloji Uzmanı tarafından izlenmesi uygun olacaktır.